Halter Tarihçesi
Halter, Osmanlı Türkleri arasında, özellikle pehlivanlığa tutkun gençlerin kollarını güçlendirmek amacıyla yaptıkları çeşitli çalışmalarda ilkel şekliyle görülmüştür. Bu çalışmalar, genellikle büyük bir taş ya da hayvanı kucaklayıp kaldırmak, esasına dayanmıştır. Daha sonraları uygulanan ağırlık kaldırma sporunun amacı ise; iyi kalkan kullanmak ve savaşta başarı elde etmek için olmuştur. Özellikle Sultan IV. Murat döneminde, ordunun moral ve güç kazanmasını sağlamak amacıyla Gürz idman ve yarışmaları yapıldığına dair çeşitli kaynaklarda rastlanmaktadır. Sultan IV. Murat da her gün mermer ve gülleler kaldırmak suretiyle idman yapmıştır.
Türkiye’de çağdaş anlamda halter sporu, 19. yy’nin sonlarında, aletli jimnastiğin bir parçası olarak Galatasaray Lisesi’nin Fransız öğretmenleri öncülüğünde başlamıştır. Bu sporu benimseyen ilk Türk ise Faik Üstünidman’dır. Üstinidman, 1904 Olimpiyat Şampiyonu Yunanlı Kukussis’in 112 kg’lık rekoruna karşılık, günlük çalışmalarında 115 kg’lık ağırlıklar kaldırmış, bu spor dalında bir çok sporcuların yetişmesine de öncülük etmiştir. Ali Rana, Tatar Süleyman, Bedri Nesip, Mustafa Hayri, Osman Tahsin ve Hüseyin Bey gibi isimler halterin kulüpler düzeyinde ele alınmasında önemli çalışmaları olan ilk sporcularımız olmuştur.
Uluslararası bir organizasyonda ilk defa temsil edilmemiz; 1924 Paris Olimpiyatları’nda gerçekleşmiştir.. Paris’te yapılan bu Olimpiyat Oyunları’na katılan iki halterciden Gülleci Cemal tüy sıklette 12. olmuştur. 1928 Amsterdam Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil eden takımda yer alan Cemal Erçman, 25 yarışmacı arasında 8. olarak halterde iyi bir başarı elde etmiştir.
Halter sporunda, 1930’lu yıllarda başlayan durgunluk 1950’lere kadar sürmüştür. 1955 yılından itibaren Anadolu Kulübü, Suadiye Halter İhtisas Kulübü ve İstanbul Güreş Kulüpleri öncülüğünde başlayan hareketlilik, daha sonra 1956’da Türkiye Halter Federasyonu’nun bağımsız bir federasyon olarak kurulmasına olanak sağlamış ve ilk federasyon başkanlığına Haşim Ekenler getirilmiştir. 1959 Akdeniz Oyunları’nda 75 kg’da Metin Gürman’ın kazandığı gümüş madalya uluslararası alandaki ilk başarımız olmuştur. Bunu izleyen yıllarda yetişen Sadık Pekünlü de 100’ün üzerinde Türkiye rekoru kırmış, Salih Suvar, Mehmet Suvar, Ali Tan ve Bilal Özdoğan gibi sporcular Türk halterinin dünyaya duyurulmasını sağlamışlardır.
Sadık Pekünlü 1961 yılında Viyana’da yapılan Avrupa Halter Şampiyonası’nda altıncı olurken, 1964 Tokyo Olimpiyatları’nda toplam 445 kilo kaldırarak 11. olmuş ve Türkiye rekoru kırmıştır. 1967 yılında Akdeniz Oyunları’nda Güner Çevik 82.5 kiloda bronz madalya kazanmıştır. Bunları 1969’da Bükreş’te düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası’nda 60 kiloda Salih Suvar ile 67.5 kiloda Sedat Misket’in gümüş, 90 kiloda Sadık Pekünlü’nün gümüş madalyaları izlemiştir. 1971 yılında İzmir’de yapılan Akdeniz oyunları’nda Salih Suvar 67.5 kiloda altın madalya, Mehmet Suvar ve Ali Tan, 82.5 kiloda bronz madalya kazanmışlardır.
Türk halterinde başlayan canlanma 1975 Akdeniz Oyunları’nda da sürmüştür. Cezayir’de yapılan bu karşılaşmalarda Mehmet Suvar altın, 56 kiloda Bilal Özdoğan bronz madalya almışlardır. 1977 yılında eski haltercilerin bırakmaları, yenilerinin de tam hazır olmamaları nedeniyle başlayan duraklama 1980’li yıllara kadar sürmüştür. 1982 Balkan Şampiyonası’nda Harun Akkaya’nın şampiyonluğunu 1983’te Hasan Has’ın şampiyonluğu izlemiştir. Aynı yıl yapılan Akdeniz Oyunları’nda da Levent Erdoğan 3 altın madalya kazanmıştır.
1986’da Avustralya’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda Bulgaristan adına yarışan Türk asıllı Naim Süleymanoğlu’nun yarışmalardan hemen sonra Türkiye’ye iltica etmesi, 1987 Akdeniz Oyunları’nda da Levent Erdoğan’ın üç dalda altın madalya alması, yurdumuzda haltere duyulan ilgiyi yeniden canlandırmıştır. Fakat Türk halterine asıl gelişme, bu spor dalında en gelişmiş ülkelerin arasında yer almamız, Bulgaristan’dan zorunlu göç nedeniyle ülkemize gelen halterci ve antrenörlerin yerlilerle olumlu ilişkiler kurmasından sonra başlamıştır. 1988 Avrupa Şampiyonası’nda 3 dünya rekoru Seul’da yapılan Olimpiyat Oyunları’nda 9 olimpiyat ve 6 dünya rekoru kıran, 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda toplamda 320 kg ile altın madalya kazanan Naim Süleymanoğlu, Türk ve dünya halterinin en başarılı isimlerinden birisi olduğunu kanıtlamıştır.
1990 yılında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yapılan Dünya Halter Şampiyonası’nda 56 kiloda Hafız Süleymanoğlu, koparmada 132.5 kiloyla Dünya Şampiyonu olmuştur. 1991 yılında yapılan 11. Akdeniz Oyunları’nda Sunay Bulut ve Ali Eroğlu’nun dopingli çıkması üzerine Halter Federasyonu görevden alınmış, yine aynı yıl yapılan Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye takım halinde 3.’lük elde etmiş, aynı yıl Polonya’da organize edilen Büyükler Avrupa Şampiyonası’nda Hafız Süleymanoğlu şampiyon olmuştur. Sunay Bulut ve Halil Eroğlu’nun kendi sıkletlerinde ilk 3’e girmesiyle toplam 8 madalya kazanılmış ve takım halinde üçüncü oluşumuzla Türk halterinin dünyada tanıtımı en iyi şekilde yapılmıştır.
1992 yılında IWF’nin sıklet değişikliği kararı ile de Naim Süleymanoğlu’nun dört rekoru ölümsüzleşmiştir. Bu yeni sistemle halen Naim Süleymanoğlu’nun elinde bulunan 56 kg toplam rekoru 300 kg ile 60 kg’daki üç rekor, bir daha kırılmayacak şekilde tarihe geçmiştir.
1993 yılının Nisan ayında Bulgaristan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Hafız Süleymanoğlu 3, Sunay Bulut 1 gümüş, Ergun Batmaz 1 bronz madalya almış, Akdeniz Oyunları’nda Halil Mutlu, Sunay Bulut, Hüseyin Akkaya 3’er altın, Hafız Süleymanoğlu ve Fedail Güler 2’şer altın, 1’er gümüş, Ergun Batmaz ile Mücahit Yağcı 1’er altın, 2’şer gümüş, Erdinç Aslan 3 gümüş, Alpaslan Alpak 1 gümüş, Ayhan Aksu 1 bronz madalya elde etmiştir.
Aynı yıl Avustralya’nın Melbourne kentinde yapılan Dünya Şampiyonası’nda Naim Süleymanoğlu koparmada 145 kg, silkmede 177.5 kg ve toplamada 322.5 kg kaldırarak 3 altın madalya kazanmış ve 2 de dünya rekoru kırmıştır. Aynı şampiyonada Hafız Süleymanoğlu ve Ergun Batmaz dünya ikincisi olarak ikişer gümüş madalya, Halil Mutlu da dünya ikincisi olarak üç gümüş madalya kazanmıştır. Bu şampiyonada ekibimiz, 77 ülke arasından 10 madalya ve 240 puan toplayarak dünya üçüncüsü olmuştur.
1994’te Sokolov kentinde yapılan 70. Büyükler Avrupa Halter Şampiyonası’nda 54 kiloda Halil Mutlu silkme ve toplamda altın, koparmada gümüş madalya kazanmış aynı şampiyonada 64 kiloda Naim Süleymanoğlu silkmede 180 kilo, koparmada 145.5 kilo, toplamda 325 kilo kaldırarak 3 yeni dünya rekoru kırmıştır. Fedail Güler ve Ergun Batmaz da 70 kiloda ülkemize 3 gümüş, 2 bronz madalya kazandırmış, Türkiye bu şampiyonada takım halinde Avrupa 3.’sü olmuştur.
Gençler ve büyüklerde en çok dünya rekoru kırılan organizasyon olan 66. Dünya Halter Şampiyonası 18-27 Kasım 1994 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenmiştir. Şampiyona’da 54 kilo sporcumuz Halil Mutlu 7 dünya rekoru kırarak (koparmada 127.5 ve 130 kilo, silkmede 158 ve 160 kilo, toplamda 282.5, 288 ve 290 kilo) 3 altın madalya, 64 kiloda Naim Süleymanoğlu 3 dünya rekoru kırarak (koparmada 147.5 kilo, silkmede 182.5 kilo ve toplamda 330 kilo) 3 altın madalya, 70 kiloda Fedail Güler iki dünya rekoru kırarak 2 altın ve 1 gümüş madalya 59 kiloda Hafız Süleymanoğlu 3 gümüş ve 83 kiloda Sunay Bulut silkmede 210.5 kilo ile dünya rekoru kırmasına rağmen kilo fazlasıyla 1 gümüş, 1 bronz madalya ve Ergun Batmaz 1 bronz madalya elde etmişlerdir. Türk Halter Milli Takımı 52 ülkenin katıldığı şampiyonada 8 altın, 5 gümüş ve 2 bronz madalya ile halter tarihimizin en iyi derecesini elde ederek Dünya 2.’si olmuştur. Şampiyonanın kadınlar bölümünde 83 kiloda Derya Açıkgöz 3 bronz madalya kazanarak Dünya 3.’lüğünü elde etmiş ve halterde başarı gösteren ilk kadın sporcumuz ünvanını kazanmıştır.
Mayıs 1995 yılında Polonya’da düzenlenen Avrupa Halter Şampiyonası’nda 70 kiloda Fedail Güler bir dünya rekoru kırarak 3 altın, 54 kiloda Halil Mutlu 2 altın, 1 gümüş, 64 kiloda Naim Süleymanoğlu 1 altın, 2 gümüş , 59 kiloda Hafız Süleymanoğlu 1 altın 2 bronz, Erdinç Aslan 1 gümüş 91 kiloda Sunay Bulut ve 83 kiloda Dursun Sevinç birer bronz madalya kazanırken, millerimiz ilk kez takım halinde Avrupa birinciliğine ulaşmıştır. Çin’de düzenlenen 67. Dünya Halter Şampiyonası’nda ise haltercilerimiz; 5 altın, 3 gümüş, 4 bronz madalya kazanmış, Türkiye 280 puanla dünya dördüncüsü olmuştur. Aynı yıl IWF Türkiye’yi en başarılı takım ilan etmiştir.
2010 Dünya Büyükler Halter Şampiyonası Ülkemizde düzenlenmiş ve 5 altın, 7 gümüş ve 3 bronz madalya kazanılmıştır.Ayrıca 2012 Avrupa Büyükler Halter Şampiyonası ülkemizde düzenlenerek sporcularımız 6 altın , 8 gümüş ve 8 bronz madalya kazanmıştır.Olimpiyat oyunlarında güreşten sonra en çok madalya kazanan branş olmuştur. Yapılan son olimpiyat olan 2016 Rio olimpiyatlarında bir gümüş madalya kazanılmıştır.2021 Tokyo olimpiyatları için madalya hedefimiz bulunmaktadır.
ÖZERKLİK ÖNCESİ VE SONRASI
Federasyonumuz özerklik öncesi yapılacak iş ve işlemlerde karar süreci başta olmak üzere bürokratik olarak yoğun bir süreç yaşamaktaydı. Buna bağlı olarak zaman ve iş kayıpları yaşanmaktaydı.
Özerklik sonrası bu durum daha kısa bir sürece dönüşmüştür. Başarıya ulaşmak ve bunu kalıcı hale getirmek için yapılacak planlama ve gerçekleştirme süreci kısalmış, ayrıca katılım ve taban alanında yeni manevra alanları bulmuştur. Her ne kadar federasyonumuz idari olarak özerkleşerek karar alma ve uygulama anlamında bir ivme kazanmış olsada maalesef mali olarak istenilen öz gelir hedefine ulaşamamıştır. Başarı olarak özerklik öncesi ve sonrasına bakıldığında ise bir bayrak yarışı yaşanmakta olup dönemsel olarak dalgalanmalar yaşanabilmektedir.